Gülhan Cantürk | Başarı ve Güç
145
post-template-default,single,single-post,postid-145,single-format-standard,qode-quick-links-1.0,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-title-hidden,qode_grid_1300,qode-theme-ver-11.0,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-5.1.1,vc_responsive

Başarı ve Güç

Hepimizin içinde  ulaşılabilir uzaklıkta; bizi mükemmele götürecek uyumlu, mantıklı, ve özel yolların bulunduğu bir güç bölgesi vardır.

İçimizdeki bu sihirli gücü açığa çıkarabiliriz. Öğrenmemiz gereken şey; vücudumuzu ve zihnimizi en güçlü ve en yararlı  şekilde harekete geçirmek ve kullanmaktır.

Başarı; daha iyiye ulaşmak için sürekli çaba göstermektir. Başarı diğer insanlara yardımcı olmaya çalışırken duygusal, sosyal, ruhsal,psikolojik, bilimsel ve finansal konularda kişiyi sürekli geliştirecek  bir olanaktır. Başarıya giden yol, her an yapım halindedir. Başarı ulaşılması gereken bir sonuç değil, sürekli gelişen bir çalışmadır.

Yol gösterici ise teknoloji, strateji, yetenek ve felsefedir.

Hayallerimizi gerçekleştirmek için sihirli güc herbirimizin içinde yatıyor. İş onu uyandırıp harekete geçirmekte.

Başarı hikayesi yazan kişilerin; genelde müthiş, muhteşem başarılarının dışında , diğerlerinden ne farkları var? Güçleri olabilir mi?  Güç heyecan verici bir kavram. Ne kadar güç istiyorsunuz? Kazanmak ve gelişmek için sizce ne kadarı yeterlidir? Sizce güç gerçekten ne anlama geliyor? Pek çok soru geliyor insanın aklına.

Gücün dünya üzerindeki etkisini kabul etmek gerekir. Şu anda dünya da hoşumuza giden yada gitmeyen şeyler gücün kullanım şeklinden kaynaklanmaktadır. Gücün kullanımının karanlıktan aydınlığa geçme zamanı gelmiştir. Ben ne yapabilirim ki dememeli şu anda kendi bireysel güçlerimizi nasıl kullanıyoruz içeriye bakmalı. Belli sayıda kişinin kendi içsel  gücünü  kullanma şekli karanlıktan aydınlığa geçtiğinde kuantum sıçraması olacaktır. O zaman içerde değişen güç algısı dışarda da gözle görünür farklar yaratmaya başlayacaktır.

Algılarımızı ya biz yönlendiririz, ya da başkası bizim için bunu yapar. Biz ya yapmak istediğiniz şeyleri yaparız ya da başkalarının bizim için hazırladıkları planlara uyarız. Bana öyle geliyor ki asıl güç, istediğimiz sonuçları yaratabilme ve olaylar içersinde diğer kişilere hak ettikleri değeri verebilme yeteneğidir. Güç düşüncelerimizi amacımıza uygun şekilde yönlendirebilmek için, hayatımızı değiştirebilme yeteneğidir.Gerçek güç paylaşılır, mutlak hakimiyet gerektirmez. Güç bizim ve değer verdiğimiz kişilerin ihtiyaçlarını tanıma ve giderme yeteneğidir. Kesin olarak istediğiniz sonuçlara ulaşabilmek için, düşünce süreci ve davranışlarınızı, yani kendi krallığımızı yönetme yeteneğidir.

Güçün doğru kullanımasıyla ilgili yoga felsefesinde “aparigraha” ismi verilen bir ilke vardır.  Bu gücün doğru kullanımıyla ilgilidir. Kişinin erdemi gücünü doğru kullanmasında gizlidir. Bu yaşamda karşımıza çıkan pek çok ilişkide kendini gösterir. Öğrenci- öğretmen, yönetici çalışan,  yönetici halk,  patron çalışan,  ebeveyn çocuk,  eşler birbiriyle ilişkisi. Bu ilke tüm bu ilişki çeşitlerinde kişinin gücünü adil, sevecen ve saygılı kullanmalı der. Konumundan ve ilişkisinden aldığı güçle yalnızca gerekli olanı almak ve birisinden yada durumdan çıkar sağlamaya çalışmamak, istifçilik yapmamak. Kendisi ve bütünün hayrını gözetmesi demek. Bu gücün doğru ve uygun şekilde kullanması ve diğer insanları sömürmemesi demektir. Bu tümüyle gücün doğru kullanımıyla ilgilidir. Kişinin erdemi gücünü doğru kullanmasında gizlidir

Her büyük başarıyı perçinleyen şey eylemdir. Eylem, sonuçları hazırlayandır. Bilgi ise, insanın eline geçtiğinde iyi kullanılırsa yararlı bir potansiyel güçtür. Gerçekte gücün kelime anlamı da eylem yeteneğidir.

Yaptıklarımızı belirleyen şey haberleşmemizdir. Modern  dünyada yaşam şekliniz, iletişim şeklinizi belirler. Benzetmelerimiz sözleriniz, yüz ifadeleriniz; ne bildiğimizi ve neleri kullanabileceğimizi belirler.

İnsanların çok başarılı olmaları ve bulundukları yere gelmelerini sağlayan şey sıradanlığın üzerinde olduğunu düşündüğümüz  kişilerin diğerlerinden farkı, kendilerini eyleme geçirme yeteneğine sahip olmalarıdır. Bu da aslında kendi içimizde geliştireceğimiz bir yetenektir.

İki türlü iletişim kullanırız. Birincisi iç iletişimimiz yani kendi içimizde gerçekleştirdiğimiz söyleyişler, hisler ve betimlemelerimizdir. İkincisi de fiziksel iletişimimiz ki, bu da kullandığımız  kelimeler, ses tonlamamız, mimiklerimiz, vücut hareketlerimiz, ve fiziki davranışlarımızdır. Yaptığımız her iletişim bir eylem, harekete yönelten bir nedendir. Bütün iletişimlerin, hem kendimiz hem de başkaları üzerinde değişik etkileri vardır.

İletişim güçtür. İletişimi etkili kullanabilenler, kendilerinin dünya deneyimlerini ve dünyanın onlar  üzerindeki deneyimlerini değiştirebilirler. Tüm davranış ve düşüncelerin asıl kaynağı iletişimin bir türüdür. Büyük çoğunluğumuzun düşüncelerini, hislerini ve hareketlerini etkileyenler, içinde güç barındıran bu oyuncağı nasıl kullanacağını bilen kişilerdir. Dünyamızı değiştiren insanların ortak özelliği üstün birer iletişimci olmalarıdır. Onlar kitlelerin düşünce ve davranışlarını  etkileyen olayları görüntüleyerek, dünyaya mükemmel bir şekilde aktardılar ve bu güçleriyle de tüm dünyayı değiştirdiler.

Dış dünya ile iletişim düzeyimiz; diğer insanlara göre; kişisel, sosyal, duygusal ve finansal başarı düzeyimizi çok yakından belirler. Daha da önemlisi mutluluğumuz, eğlencemiz, sevincimiz, sevgimiz, iç deneyimlerdeki başarı düzeyimiz; kendi kendimizle nasıl iletişim kurduğumuzu gösterir. Hissettiklerimiz yaşantımızdaki olayların sonucu değildir. O sadece bizim olayları açıklama biçimimizdir. Tüm başarılı kimselerin yaşam öyküleri, yaşam düzeyinin olaylara değil, fakat daha çok olaylar karşısında neler yaptığına bağlı olduğunu göstermiştir.

Seçtiğimiz yaşamı algılama şekline bağlı olarak, nasıl hissedeceğimize ve davranacağımıza ilişkin kararı sadece biz veriririz. Hiç bir şey, bizim verdiğimizin dışında bir anlama sahip değildir. Bir çoğumuz bu yorumlama sürecini; otomatik olarak gerçekleştiririz. Oysa bu gücü; dünya deneyimlerimizi değiştirecek şekilde yeniden ele alabiliriz.

İstediğimiz sonuçları hazırlamak için; Belki kendiniz ve  dünya hakkındaki düşüncelerimizi değiştirmek isteriz. Belki de daha iyi bir iletişimci olmak, daha sevecen ilişkiler geliştirmek, daha çabuk öğrenmek, daha sağlıklı olmak, yada daha fazla kazanmak gibi arzularımız vardır.

Bununla birlikte yeni sonuçlar yaratmadan önce, mevcutta bir çok sonucu yaratmış olduğumuza inanın. Bunlar arzu ettiğimiz sonuçlar olmayabilir. Bir çok kişi zihin durumu ve aklımızdan geçeni kontrolümüz dışında oluşan şeyler olarak düşünür. Oysa zihinsel faaliyetlerimizi ve davranışlarımızı,  daha önce hiç ihtimal vermediğimiz ölçüde kendimiz kontrol edebiliriz.

Yarattıklarımızı hayallerimiz, hayallerimizi beslediğimiz düşüncelerimiz ve hayallerimize giden yolda ödediğimiz yada ödemeyi tercih etmediğimiz bedeller, harekete geçme, gücümüzü kullanmak şeklimiz,  yaratımlarımızı ve başarımızı şekillendirmiştir.

Tüm bunları yaratmak isterseniz tüm dünyanın kullandığı tekniklerden yararlanmayı tercih edebilirsiniz. Yoga ve koçluk süreci düşüncelerimizde, bedenimizde  ve ruhumuzda yapacağı etkilerle  bilinçli yaratımlar için sağlam zeminler hazırlar.  Sağlam bir vücut, net bir zihin, açık bir kalp gibi….

Serendipity; Şanslı kaderlerimizi yaratma yolculuğumuzda doğru yer ve zamanlarda görüşmek üzere…

Cesaret Güven

İhtiyacın Olan Emrine Amade

Yolumuz Açık Olsun