Gülhan Cantürk | Raja Yoga Klasik Yoga
1086
post-template-default,single,single-post,postid-1086,single-format-standard,qode-quick-links-1.0,ajax_fade,page_not_loaded,,qode-title-hidden,qode_grid_1300,qode-theme-ver-11.0,qode-theme-bridge,wpb-js-composer js-comp-ver-5.1.1,vc_responsive

Raja Yoga Klasik Yoga

KLASİK (AŞTANGA, RAJA) YOGA

Patanjali yoga egzersizlerinin, birlikte ele alındıklarında tek bir Yoga oluşturan farklı yönlerini tanımlamak için kol sözcüğünü kullanır. Sekiz katlı bu yolun amacı zihni, bedeni ve ruhu birbiriyle uyumlu hale getirmeye yarayan ve kişisel gelişim için kullanılabilecek kullanışlı bir rehber olmaktır. Kolların herbiri aynı anda veya farklı zamanlarda gelişir. Gelişime yönelik uyumlu ve organik bir süreç içindeyken birlikte ve aynı anda gelişirler. Kollar Şunlardır:

Yamalar :Kendine hakim olma ve kişinin solyal ve çevresel ilişkilerini düzenlemesi

Niyamalar :Kişinin iç yapısı ile ilişkisini düzenlemesi

Asanalar :Bedensel hareket ve duruşlar

Pranayama :Nefesin kontrolü ve düzenlenmesi

Pratyahara :Duyuların geri çekilmesi

Dharana :Konsantrasyon

Dhyana :Meditasyon

Samadhi :Kendini gerçekleştirme ve aydınlanma

Bu kollar aşağıdan yukarıya doğru tırmanılması gereken bir merdivenin birbirini izleyen basamakları değildir. Herhangi bir koldan yola çıkarak diğer kolları da başka bir zaman deneyimleyebilirsiniz. Bütün yollar aynı varış noktasına yani Samadhi’ye çıkar.

Yoga yolunda ilerlerken dikkatinizi dağıtan nedir?

Patanjali’ye göre, hastalık, zihnin durgunluğu, şüpheler, sağgörü eksikliği, aşırı düşkünlük, kişinin kendi ruhsal durumu konusundaki yanılsama, sebat eksikliği ve gerileme, dikkatimizi dağıtarak bizi yoga yolundan uzaklaştıran dokuz belirtidir.

YAMA

Kendimiz dışındaki varlıklara ve evrensel yasalara karşı benimsediğimiz tutumlar yamaları oluşturur. Yama başkalarının incitmekten, yalandan, hırsızlıktan, iffetsizlikten ve hırstan uzak durmaktır. Yamalar yoga ağacının kökleridir. Yoga egzersizine temel oluştururlar.

Ahimsa

İlk yama ahimsa’dır. Ahimsa, zarar vermemek, saldırgan olmamak demektir. Düşüncelerimiz, sözlerimiz, edimlerimiz, başka varlıklara hiçbir zarar veya acı vermeyecek şekilde yaşamalıyız. Ahimsayı gözlemleyebilmek , başkalarına karşı nazik, arkadaşça ve düşünceli davranmaktır. Ahimsa düşünce ve eylemlerinizin sizi kişisel olarak geliştirip geliştirmediğini ve bütün varlıklara iyiliğinizin dokunup dokunmadığını gözlemlemeyi gerektirir.

Ahimsa başkalarına nasıl davrandığınızdan ibaret değildir.Kendimize karşı da ahimsaya uygun davranmalıyız. Yoga duruşlarında kendinize zarar vermemeye dikkat ederek yaptığınızda da ahimsayı uygulamış olursunuz. Geçen her an için bedenin gereksinimlerine saygı duymak , dinlemek ve uygun karşılığı vermek ahimsadır.

Ahimsa (şiddetsizlik,zararsızlık) kıskançlığın olmamasıyla test edilir. Gözlemleme sonucunda kıskançlık hissiyle karşılaşırsak; imrenmeye ve ilham alarak kendi gelişimize odaklanamalıyız.

Ahimsa’nın asit baz tesit kıskançlıktır.

“Dünyadaki o sözde büyük insanların ufacık bir ün, ufacık bir isim yada bir parça altın için kıskanç olduklarını görebilirsiniz. Bu kıskançlık yürekte olduğu müddetçe, ahimsa’nın mükemmelleşmesi güçtür.” Swami Vivekananda

Sattya

Bir sonraki yama satya “ dürüstlüktür” . Doğru söz, doğru düşünce, doğru davranış, yalan söylememek. Satya gerçeği söylemek anlamına gelir. Bununla birlikte, doğruyu her zaman dile getirmek mümkün olmayabilir, çünkü bazen gerçek başka bir kişiye zarar verebilir. Konuşmadan önce düşünmeli ve sözlerimizin sonuçlarını tartmalıyız. Gerçekleri söylemek başka birisi için yıkıcı olacaksa, o zaman yalan söylemek yerine hiçbir şey söylememek daha iyidir. Dedikodu yapmak, dedikodusu yapılan için zarar verici olabilir. Böylelikle satya, ahimsa (zarar vermemek) ilkesi ile aynı çizgi üzerinde yerini alacaktır.

Satya, kendi ihtiyaçlarınız ve yeteneklerinizle uyum içinde olan doğru bir hayatı yaşamak olarak görülebilir. İşinde, evliliğinde veya insanlarla olan ilişkilerinde mutsuz olan bir kişi satyaya uygun bir hayat sürmüyordur.

İnsan yalandan sakınmakta sebat ettikçe, edimleri kendi icra etmek zorunda kalmaksızın, kendisi ve başkaları için iyi edimlerin meyvelerini alma gücünü kazanır.

Brahmacharya

Şehvetten uzak kalmak için cinsel itme kuvveti, cinsel kontrole sahip olmak gerekir. Doğru kişi,

doğru yer ve doğru zamanda seks öğütlenir.Nefsini tutmak söz, düşünce ve edimde iffettir. Seks düşüncesinden kurtulmak yüreğin saflığına ulaşmaktır.Seks bağlılıktan ayrılmaz ve ruhsal aydınlanmanın önünde bir engeldir.

Evlenmemenin brahmacharya olduğu düşünülmüştür ama aslında önemli olan, duyu ve arzuların ılımlı hale getirmektir. Brahmacharya, yaratıcı enerjinizi boşa harcamamak için onları korumaktır.

İnsan nefsini tutmamaktan sakınmakta sebat ettiği zaman ruhsal enerji kazanır.

Asteya

“Çalmamak” ya da “ bize ait olmayanı almamak” demektir. Asteya maddi şeylerin yanı sıra başkalarının fikirlerini çalmamayı da gerektirir. Birisi size güvenip bir sırrını paylaştı ise, öğrendiğiniz gizli bilgiyi bir başkasıyla paylaşmaktansa, size güvenen kişinin güvenine ihanet etmemek daha doğrudur.

Asteya hak etmeden almayı ve kullanmayı, kötü idareyi, güvenmemeyi; gücün yanlış ve kötü kullanımını da içerir. Gücü diğer insanların iyiliği için değil de kendi çıkarları doğrultusunda kullanmak asteyayı uygulamamaktır. “Sonuçlar araçları haklı çıkartır,” sözü asteyaya uymaz.

İnsan hırsızlıktan sebat ettiği zaman bütün zenginlik ona akar.

Aparigraha

Bağımsızlık,rüşvet almamak veya ihtiyacin disinda bir sey almamak olarak özetleyebiliriz. Aparigraha, kişinin gücünü doğru ve uygun şekilde kullanması ve diğer insanları sömürmemesi demektir. Bu bütünüyle gücün doğru kullanımı ile ilgilidir.

Armağan alıp vermek güzel bir şeydir. Bununla birlikte armağan kişinin bulunduğu konum sebebiyle veriliyorsa burda durup düşünmek gerekir.

Swami Vivekananda’dan alıntı yaparsak: “Armağan alan insanın zihni armağan verenin zihnine göre işler, bunun için alıcının yozlaşması mümkündür. Armağan almak zihnin bağımsızlığını bozmaya ve bizi köleleştirmeye eğilimlidir.”

NİYAMA

Yoganın ikinci dalı niyamalar’dır. Kişinin iç yapısı ile ilişkisini düzenlemesi dir. Bunlar kendimizle ilgili kişisel gözlemlerimizdir. Niyamalar yoga ağacının gövdesidir. Duyuları, gözleri, kulakları, burnu, ağzı , dili ve cildi kontrol ederler.

Niyama’lar (riayetler) saflık, hoşnutluk, nefsi köreltme, çalışma ve Tanrı’ya ibadettir.

5 adet niyama vardır.

Saucha

Saflık hem fiziksel hem zihinsel temizliktir. Eğer bir insan kendisini Atman’ın ikamet ettiği mekan olarak düşünürse, doğal olarak bedeninin ve zihninin temiz tutulması gerektiğini hissedecektir. Dış temizlik üstümüzde yaptığı psikolojik etki nedeniyle bilhassa önemlidir; sırf yıkama edimi fiziksel kir kadar zihinsel kirin de atılmasını telkin eder. İyi bir banyodan sonra büyük ihtimalle, “Ah, şimdi kendimi daha iyi hissediyorum,” deriz.

Bedenin iç organları doğru bir niyetle temizlenmeli ve güçlendirilmelidir. Aynı şekilde, zihni temizlemek ve güçlendirmek için de zihinsel bir “diyet” yapmalıyız. Okumamızı, konuşmamızı ve gerçekten tüm zihinsel “ besin” alımımızı düzenlemeliyiz.

Santosha

İkinci niyama olan samtosha, insanın gösterişsiz, alçakgönüllü, kendinden ve yaşamda elde ettiklerinden memnun olması demektir. Samtasha ayrıca, belirli bir amacı veya gerekliliklere ilişkin bir beklentiyi katı bir şekilde izlemektense, yaşamda olup biteni kabullenmeyi içerir. Samtosha her anı doyasıya yaşamak, yaşam yolculuğunun tadını çıkarmak demektir. Aynı zamanda yoga yaparken hedefe değil sürece odaklanmaktır.

Yetinme, tatmin olma, tüketici olmamadır.

Hoşnutluğun sonucu olarak en yüksek mutluluk kazanılır.

Tapas

Basit yasamak, basit yasamayi bilmek ve mütevazi olmak. (Hayatta herhangi bir sey, ego sebebiyle yapilirsa, değersizdir. )

“Tapas ısıtmak veya temizlemek” anlamınada gelir. Tapasın yakma veya temizleme etkisi bedeni iyi durumda tutmakla ilgilidir. Beden, tapas sayesinde, zihnin (düşüncenin) ve bedenin saflığını bozan zararlı maddelerden arınır. Vücudumuza neyin girdiğine özen göstermeyi içerir.

Yalnızca açıktığımızda yemek yemek, doğru duruş ve bedensel hareketi benimsemek, düzgün ve düzenli nefes almak tapas uygulamasını oluşturur. Tapas aynı zamanda bireye herhangi bir yararı olmayan düşünce, arzu ve istekleri de yakmak demektir. Bu durumda basit ve mütevazi yaşayarak arınmaya doğru yol alır.

Arınma fiziksel, duygusal, zihinsel ve ruhsal düzeyde gerçekleşir.

Swadhyaya

Ilahi bilgiler edinmek.

Swadyhyaya” kendini inceleme, araştırma veya tetkik etme anlamına gelen dördüncü niyamadır. Ne öğreniyorsanız öğrenin, eğer sizi kendi kendinizi daha bütünsel olarak tanımaya yöneltiyorsa, o swadyayadır. Dinsel duaları incelemek ve doğada zaman geçirmek de buna dahildir.Kutsal metinleri ve yoga yazı ve metinlerini okumak , kişinin kendi benliğini incelemesine yardımcı olur. Ayrıca hem yoga yaparken, hem de günlük yaşantımızda düşünce, davranış ve tepkilerimizi gözlemlemeye başlarız.

Yoga sutra kendinizi daha iyi tanıdıkça, kendinize ilişkin bilginizin, Tanrısallıkla (ilahi güçle) bağlantınızın ve var olan her şeyle ortak bağınızın derinleşeceğini söyler.

Ishwara Pranidhana

İbadet etmek, inançlı olmak.

Son niyama, “bütün eylemlerimizin Tanrı’nın ayağının dinine bırakmak” anlamına gelen isvarapranidhana’dır. Farkındalığımız arttıkça ve yaşamın belirsizliğini deneyimledikçe, aslında kontrolün bizde olmadığını fark ederiz. Isvarapranidhanabuna işaret ederek, yaşamda kontrolün elimizde olduğu şeklinde sahte duyguyu, Tanrı veya doğa, bütünlük ve kutsallık duygusunu size yaşatan her ne ise ona sunmaya sizi yöneltir. Dua etmek de isvarapranşdhana’nın yaşamımızdaki rolünü kabul etmenin yollarından biridir.

Tanrıya ibadetin sonucu olarak kişi samadhi’ye ulaşır.

ASANA

Yoganın üçüncü kolu asana’dır. Asanalar, yoga ağacının, bedenin fiziksel ve fizyolojik işlevlerini bireyin psikolojik yönüyle uyumlu hale getiren dallarıdır. Bunlar bedeni gevşeten, güçlendiren, ona canlılık ve enerji kazandıran beden duruşlarıdır. Bu amaca hizmet eden seksenden fazla duruş (ve bunların bir çok çeşitlemesi) bulunur.

Asanaların birçoğu adını hayvanlar ve bitkilerden alır (örneğin köpek duruşu, kobra duruşu, ağaç duruşu ve karga duruşu). Bazı duruşlar ise bilgeler, tanrılar ve yıldızların adlarını taşır. Duruşlar bedenin çeşitli biçimleri olarak evrimleşmesini sağlar; bundan dolayı, evrimsel ilkeleri temsil ederler. Asanaların nasıl geliştiğini anlatan bu kurama göre, yogiler doğanın içinde yaşar, doğadaki diğer varlıkları ve kendilerini çevreleyen yeryüzü ve gökyüzünü incelerlerdi. Yogiler özellikle, daha iyi olmaya çalışan hasta hayvanların bedenlerini nasıl hareket ettirdiklerini gözlemlemekten kendilerini alamazlardı. Asanalar, işte hayvanların sergilediği bu tür içgüdüsel hareketler ve zekanın başarılı uyarlamalarıdır. Bir başka kuram ise, saatlerce oturup meditasyon yapan yogilerin, kundalini enerjisi omurgada yükselince doğrudan asanalara geçtiklerini ve asanaların ilk olarak bu şekilde ortaya çıktığını ileri sürer.

Yoga Sutra asanaların istikrarlı, uyanık ve rahat bir şekilde yapılması ve kolaylık ile çaba arasında bir denge kurulması gerektiğini söyler.Asanalar nefesin akışıyla ve nefes almak yoluyla yapılan her hareketle bilinçli olarak bağlantılı olmalıdır. Asana alıştırması içten yönlendirilir; uygulamayı yapan kişi hem gözlemleyen hem de gözlenendir ve dikkatini kendisine ve hareketlerine yöneltir.

Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan yoga, zamanla ister farkındalığı artırmak isterse bedensel sağlığı korumak için olsun, kişisel gereksinimlere yanıt bulmak üzere evrim geçirmiştir. Günümüzde Batı’da en çok tanınan yoga biçimi Hatha Yoga’dır. Hatha Yoga, beden çalışmaları ağırlıklıdır. Yoga duruşları (asana) ve nefes teknikleri (pranayama) gibi çalışmalarla beden ve zihnin ortak hareket etmesi sağlanarak meditasyona hazırlık yapılır.

Zaman içerisinde Hatha Yoga’yı temel alan birçok yoga çeşidi geliştirilmiştir. Farklı uygulamalar içerse de tüm bu yoga çeşitlerinin amacı farklı yoga duruşlarıyla beden ve zihin birliği sağlamaktır. Bu duruşların uygulanması sırasında, bazı sistemler duruşların doğru uygulanmasına, bazılarıysa hareketle nefesin eşzamanlı yapılmasına odaklanır. Değişik yoga sistemleri de olsa hepsi aynı temelden çıkmış ve farklı gereksinimler doğrultusunda geliştirilmiştir.

Günümüzde yoga çalışmaları zihinsel ve bedensel rahatlama, bedenin güçlenmesi, meditasyona hazırlık ya da sadece sağlıklı olmak için egzersiz amaçlı yapılabilir. Kişinin amacı bunlardan hangisi ise ona göre bir yoga çeşidini seçebilir. Önemli olan kişinin kendi gereksinimleridir. Çoğunlukla benzer çalışmalar içeren fakat farklı uygulama stillerine sahip sistemler arasından kişi kendine uygun olanı bularak deneyebilir.

Bazı yoga sistemleri duruşların ardı ardına yapıldığı, güç gerektiren uygulamalarla yeni başlayanların zorlanabilecekleri çalışmalar içerirken bazı sistemler nefes tekniklerine ağırlık verebilir. Dinamik çalışmaları seven kimseler için uzun süre belli duruşlarda kalınan çalışmalar sıkıcı bulunabilir ya da zihinsel gevşemeyi ön planda tutanlar için hareketli ve güç gerektiren çalışmalar kişiye istediğini vermeyebilir. Böyle bir durumda, aradığını bulamayan kişi yogayı sevmediğine karar verebilir. Oysa yoga farklı çeşitleri bulunan geniş kapsamlı bir sistemdir. Önemli olan kişinin bu çeşitler arasından kendine uygun olanı bulabilmesidir.

Birçok farklı çeşidi olan Hatha Yoga’nın Geçmişi binlerce yıl öncesine dayanan yoga, zamanla ister farkındalığı artırmak isterse bedensel sağlığı korumak için olsun, kişisel gereksinimlere yanıt bulmak üzere evrim geçirmiştir. Günümüzde Batı’da en çok tanınan yoga biçimi Hatha Yoga’dır. Hatha Yoga, beden çalışmaları ağırlıklıdır. Yoga duruşları (asana) ve nefes teknikleri (pranayama) gibi çalışmalarla beden ve zihnin ortak hareket etmesi sağlanarak meditasyona hazırlık yapılır.

PRANAYAMA

Pranayama yoganın dördüncü koludur. Yoga ağacının havayla sürekli iç içe olan ve ağacın tamamını pranayla yıkayan yapraklarına benzetilebilir. Özel nefes egzersizleri sayesinde, nefes düzene kavuşur ve kontrol edilir. Nefesin kontrolü havayı içe çekme hareketi ile nefes verme hareketlerinin süresi, sürekliliği ve nefesin tutulmasını (iki nefes arasında geçen süreyi) kapsar.

Prana, Sanskritçe’de kendini nefesle belli eden kozmik enerji demektir. Ayama ise genişleme, artma anlamına gelir. Öyleyse, pranayama prananın bedende gelişip güçlenmesini sağlayan, sinir sistemini arındıran ve kişinin yaşam enerjisini artıran süreçtir.

Sonuç olarak , zihin de daha dingin ve odaklı hale gelir. Asana ve pranayamanın birleşmesi, sinir sistemini ve bedenin süptil enerjisini arındırıp güçlendirmek yoluyla bireyi daha derin konsantrasyon ve bilinç düzeyine hazırlar.

PRATYAHARA

Duyuların geri çekilmesi, İçe dönmek ve duyguların kontrolu anlamına gelir. Tüm dış etkenlerden kurtulmak ve teslim olmak demektir. Bu teslimiyet hem zihinsel hem de fiziksel bedende olur. Bundan sonra dışarıdaki hiç bir şey kişiyi etkilemez. Nefesi izlersen, düşünceler yavaş yavaş yok olmaya baslar.

Pratyahara yoganın bir sonraki koludur. Yoga ağacını dış etkenlere karşı koruyan ve içsel enerjinin engellenmeden akmasına olanak sağlayan koruyucu kabuktur. Zihin dinginleşmeye ve dikkat netleşmeye başladığında insanın içine odaklanması mümkün olur ve dış dünyadaki olaylar artık dikkatini dağıtamaz. Duyu organları (gözler, kulaklar, ağız, deri) iç dünyayı gözlemleyebilmek , dışardan merkeze çekilirler.

Yaptığınız şeye , dışarıdan uyarımların farkına varamayacak kadar daldığınız zaman Pratyahara gerçekleşir. Esenler Otagarında olduğunuz halde hiçbir görüntü, ses, koku, his veya tadın farkında olmazsınız.

Bir yoga duruşuna konsantre olduğunuzda tamamen nefesinize ve hareketinize ve hareketin içsel etkisine odaklanırsınız. Sporcular da bu duruma “ bölgede olmak” adını verirler. Burada ise , bedenin deneysel bir labaratuvar olarak kullanılmasıyla gerçekleştirilen kendini keşfetme ve evrimleşme süreci daha arıtılmış ve ayrıltılı bir düzeyde yaşanır.

DHARANA

Konsantrasyon, dikkat dağılmadan odaklanma yeteneği, bizi yoganın dharana denilen bir sonraki koluna götürür. Dhrana yoga ağacının, enerjiyi ve konsantrasyonu bireyin içsel derinliklerine taşıyan özsuyudur. Dharana, zihnin belirli bir anda tek bir nesne üzerine istikrarlı ve sürekli odaklanmasıdır. Uzun konsantrasyon süreleri meditasyonu sağlar.

DHYANA

Meditasyon, diğer deyişle dhyana, yoganın yedinci koludur. Yoga ağacının çiçekleri ve odaklı zihnin çiçek açmasıdır. Dhyana kesintisiz akan konsantrasyondur. Bu, önceki dhrana aşamasından farklıdır; çünkü odaklanma yeteneği, tek noktaya odaklanmadan daha uzun süre konsantre olacak şekilde bilenip geliştirilmiştir. Odak artık tek nokta yerine bireyin bilincinin tamamına yayılmıştır. Zihin sessizleşmiştir; düşünceler minumum düzeydedir; dinginlik yaşanmaktadır.

Zihinlerimiz sürekli olarak parçalı ve dağınıktır; öyleyse, tek bir nesne üzerine odaklanmanın olanaksız görünmesi hiç de şaşırtıcı değildir, öyle değil mi? Aynı anda birden fazla iş yapmaya alışkınız (örneğin, araba kullanırken müzik dinlemek veya yemek yaparken telefonda konuşmak).

Dhrana uygulamaya günlük basit etkinliklerle başlamak mümkündür. Dişlerimizi fırçalamaya odaklanın. Diş fırçasının kıllarının dişlerinizin üstünde nasıl ileri geri gittiğini, diş macununun tadının nasıl olduğunu gözlemleyin. Budistler bu tekniğe dikkatlilik adını verirler. Bu tekniği uygulamak için gün boyunca önümüze bir çok fırsat çıkar.

Meditasyon: Dikkat edilecek noktalar

Fiziksel gevşeme; Meditasyon yapmanın ilk adımı bedenin rahatsızlığını ortadan kaldırmaktır. Çünkü, çalışmanın en önemli engellerinden biri fiziksel ağrılar ve acılardır. Bedenin tek bir duruşta bir dakikadan fazla kalabilmesi çok zordur. Aynı duruşta sabit kalmak, bir süre sonra ağrıya, acıya ya da uyuşmaya neden olabilir ve hareket etmeği isteği oluşabilir. Odak noktasının içeriden dışarıya dönmesine neden olan bu durum farkındalığın yönünün de değişmesine sebep olur. Bunun önüne geçmek için yoga yapmayı ihmal etmemek ve bedeni güçlendirmek önemlidir.

Zihinsel gevşeme; İkinci adım, zihnin sakinleşmesini sağlamak ve gevşemektir. Tüm meditasyon çalışmalarının amacı zihinsel sessizliği sağlamaktır. Fakat insan beyni düşünceler zinciriyle sürekli devinim halindedir. Yoga ve nefes teknikleri, bunu kırmak ve zihinsel sessizliği sağlamak için iyi bir yöntemdir. Kişi ne kadar gevşer ve rahatlarsa zihnen de o kadar sakinleşir. Bunun yanı sıra, farkındalık üzerine çalışmak da önemlidir.

Farkındalık :Meditasyon çalışmasının amaçlarından biri de farkındalığı geliştirmektir. Farkındalık olmadan meditasyon deneyimi gerçekleşmez. Kısaca, farkındalık demek kişinin kendisini düşüncelerinden ayrı görebilmesidir. Düşünceler arasında hareket eden zihin, onlarla birleşiktir. Oysa, sanki dışarıdan bakan biri gibi davranabildiğinde zihin farkındalık içerisindedir. Düşüncelerin içerisine çekilip onlar arasında kaybolan zihnin bu durumun farkına vararak belirlediği odak noktasına yoğunlaşması ve bunu belki de defalarca tekrarlaması gerekir. Bir düşünce, nesne ya da sembol üzerine odaklanarak zihnin sakinleşmesi sağlanabilir. Bu, tek nokta üzerine dikkat çalışması, hemen gerçekleşmeyebilir fakat sıklıkla yapılan alıştırmalar sonucunda farkındalık durumu oluşacaktır.

Odak noktası Zihni düşünce akışlarına kapılıp gitmekten çıkarmak için odak noktası yöntemi uygulanması faydalıdır. Dikkati çekecek ve bu dikkati uzun süre koruyabilecek odak noktası kişiden kişiye değişir. Örneğin bir müzik parçası bir kişinin tüm ilgisini üzerinde toplarken diğerinde hiçbir etkisi olmayabilir. Bu sebeple de, zihnin sürekli ilgisini uyandıracak bir odak noktası belirlemek kişinin kendisine kalmıştır. Genelde nefes teknikleri, semboller ya da resimle bu amaçla kullanılır. Bunlar arasında en etkili olanlarından biri Aum (Om) söylemektir. Bir düşünce, ses ya da nesne yerine ağızdan çıkan sese odaklanmak pek çok insana daha kolay gelmektedir.Yukarıda sayılan uygulamalar meditasyon yapmak üzerine çalışmalardır. Bu uygulamalar meditasyon değildir. Meditasyon öğretilemez ve sözcüklerle anlatılamaz. Üzerine yazılmış yüzlerce kitap ve yazı okuyabilir ancak sonucunda meditasyon hakkında hiçbir şey bilmezsiniz. Çünkü meditasyonu ancak ve sadece deneyimleyebilirsiniz.

SAMADHİ

Nirvana / Aydınlanma anlamına gelir. Bu asama son asamadir. Yoganin hedefi bu aşamaya ulaşmaktır. Bu aşamaya ulaşmak çok zordur. Evrenin sırlarını anlama, yaratıcıyı anlama ve evrensel bilince ulaşma yani “hiç olma”,ancak bu seviyede mümkün olur.

“Şahsi şuurun evrensel şuurla birleşmesiyle kendini gördü yaradanı gördü.”

Yoganın son kolu samadhi‘dir. Yoga ağacının meyvesi, kendini yoga yapmaya adamanın semeresi yada ödülüdür. Samadhi, esrime, aydınlanma durumu ve meditasyon durumundaki kişinin Tanrısal olanla bağlantıya geçmesini, yaşayan tüm varlıklarla ilişki halinde olduğunu kavramasını sağlayacak şekilde günlük gerçekliğin ötesine geçmesi olarak çok çeşitli şekillerde tarif edilmiştir. Birey nesnenin içine karışıp onunla bir olduğu ve aralarında herhangi bir ayrılık duygusu bulunmadığında yaşanır. Bu huzur ve tam olma, genişlemiş farkındalık ve şefkatli nesnellik (dünya üzerinde olma ama dünyaya ait olmama) durumudur. Hiç önemsiz günlük yaşamlarımızın ötesine taşan esrime anları yaşadığımız, içsel kavrayış ve bilme hissiyle dolduğunuz oldu mu? İşte bunlar samadhi’yi bir an için olsun yaşadığınız anlardır.